E-ihracat Nedir? E-ihracat Nasıl Yapılır? 2022 Güncel Bilgiler
Eğer siz de son zamanlarda her yerde e-ihracat kelimesini duymaya başladıysanız, e-ihracat nedir ve e-ihracat nasıl yapılır gibi sorulara cevap arıyorsanız bu yazı tam size göre. Okumaya devam edin!
Yazımızda e-ihracata yeni başlayacak olanlar için herkesin anlayabileceği bir dille şu temel konuları anlatıyoruz:
E-ihracat nedir? Nasıl yapılır?
Yeni başlayacaklar için en hızlı ve kolay e-ihracat nasıl yapılır?
E-ihracat siteleri nelerdir?
E-ihracatta başarı garantisi için uzak durulması gereken şeyler nelerdir?
#BONUS 1: Kargo işlemleri nasıl yürütülür?
# 2: E-ihracat paketleri
# 3: Yazılımı
#4: E-ihracat eğitimi
Konu başlıkları yeterince ilgi çekici, haydi e-ihracata kolayca başlamanıza yardımcı olacak rehbere başlayalım.
E-ihracat nedir?
Basit bir dille cevaplayalım: Hepimiz e-ticareti biliriz. Mağazanızdaki ürünleri internetten satmak anlamına gelir. İşte e-ihracat da, ürünlerinizi internetten yurt dışına, yani başka ülkelerdeki müşterilere satmak anlamına geliyor. Yani, bildiğimiz ihracatın internetten yapılan hali e-ihracat. Hangi kısımları internetten yapılıyor? Tabii ki müşteri bulma, ürünü müşteriye sergileme ve sipariş alma gibi kısımlar internet üzerinde yaşanmaktadır.
Peki, e-ihracat, ihracattan neden daha avantajlı?
Çünkü e-ihracatta başka ülkelerden milyonlarca müşteriye ulaşma potansiyeli çok daha fazla. Ayrıca dünyanın öbür ucundaki bir müşteri kalkıp mağazanıza gelemeyeceğinden; ürünlerinizi bir internet sitesinde sergilemek çok daha akıllıca.
E-ihracatın ürünlerinizi internet üzerinden başka ülkelerdeki müşterilere pazarlamak ve satmak olduğunu öğrendik, sıradaki başlığa geçelim.
E-ihracat nasıl yapılır?
Bunun için iki yöntem mevcuttur. Yani e-ihracatı iki farklı şekilde yapabilirsiniz. Önemli olan bu yöntemlerden hangisinin sizin için daha uygun, daha mantıklı olduğuna karar verebilmektir. Birazdan her iki yöntemden de detaylı olarak bahsedeceğiz.
Fakat unutmayın, birçok şirket; e-ihracata yanlış yöntemle başladığı için aylarca bocalıyor ve hiçbir sonuç alamayıp zarar edebiliyor. Sizin için hangi yöntemlerin uygun olduğuna dikkatle karar vermek ve tedbirli ilerlemek gerekiyor.
Birinci yöntem:
E-ihracat sitelerinde satış yapmak!
Birazdan okuyacağınız ikinci yöntemle kıyaslandığında, yeni başlayanlar için çok daha masrafsız, daha hızlı ve daha kolay e-ihracat yöntemi; kuşkusuz ki sizin gibi birçok esnafın bir arada satış yaptığı büyük sitelerde satış yapmak. Bu yöntemin, daha hızlı, kolay ve masrafsız olduğu kanıtlanmıştır. Zaten klasik e-ticarette de benzerini görmek mümkündür.
Tıpkı Türkiye’de klasik e-ticaret yaparken satış yaptığınız; N11, Hepsiburada, Gittigidiyor gibi sitelerin muadilleri yurt dışında da var ve hayal edemeyeceğimiz kadar büyükler. Dünyanın dört bir yanında her gün milyonlarca ziyaretçi akınına uğruyorlar. İşte hızlı ve kolay bir başlangıçla e-ihracat yapabileceğiniz dünya devi e-ihracat siteleri:
Ebay ve Amazon, dünyanın her yerinde en çok tanınan; her gün dünyanın dört bir yanından milyarlarca ziyaret alan en büyük iki alışveriş devi. Etsy, sadece el yapımı (seri üretim ve fabrikasyon olmayan), antika ve koleksiyon parçalarının satıldığı, içindeki yüz binlerce ürünün eşsiz olmasıyla tanınan ve yine dünyanın her köşesinden milyarlarca ziyaretçi alan üçüncü en büyük alışveriş devi. Güncel kullanıcı sayısı 17 milyon olan Allegro ise; 10 Milyar USD’lik Polonya e-ticaret pazarındaki en büyük oyuncudur. Avrupa’nın en büyük dördüncü e-ticaret sitesi olmakla birlikte dünya sıralamasında ilk 10’dadır.
Dünyanın önde gelen e-ticaret platformlarında satış yaparak döviz kazanmak için yapmanız gereken tek şey e-ticaret platformlarında bir satıcı hesabı açmaktır. Ardından ürünlerinizi yükleyerek satış yani e-ihracat yapmaya başlayabilirsiniz.
E-ihracata hızlı ve kolayca başlamak için neden bu yöntemi seçmelisiniz?
- Bu sitelerde birer hesap açarak satış yapmaya başlamak, hesap açma vb. prosedürlere bakıldığında özellikle ikinci yöntemde karşılaşacağınız zorluklarla kıyaslanamayacak kadar daha masrafsız ve kolaydır.
- Sayfanıza müşteri çekmek için yapmanız gerekenler, özellikle ikinci yöntemle kıyaslanınca çok daha kolay ve neredeyse masrafsızdır. Bu sitelerin her birinin kendine ait bir müşteri kitlesi vardır. Siz hiçbir şey yapmasanız da bu siteleri sürekli ziyaret eden milyarlarca müşteri mevcuttur.
- Bu siteler, SEO, ücretli reklam vb. dijital pazarlama faaliyetlerini kendileri gerçekleştirirler ve siteye müşteri çekmek konusunda sizin hiçbir derdiniz yoktur. Her gün akın akın gelen milyonlarca müşteri sizin sanal dükkanınıza uğramaya çok daha yakındır.
- Platformlar, kullanıcıları ile arasında güven oluşturmuşlardır. Yani, müşteriler bu sitelere çok güvenmektedir. Özellikle içerdeki güvenli olduğu on yıllardır bilinen ödeme yöntemleri, alıcı ve satıcıları koruyan kurallar ve puanlama sistemleri sayesinde müşteriler bu sitelerden alışveriş yaparken tereddüt etmezler. Ziyaretçilerin alışveriş yapma oranı çok yüksektir.
Amazon, Etsy, Ebay ve Allegro gibi sitelerde nasıl mağaza hesabı açacağınızı merak mı ettiniz? Hemen cevaplayalım.
Amazon Avrupa, Ebay, Etsy ve Allegro sitelerinde nasıl satıcı hesabı açabileceğinizi adım adım, basit şekilde anlatan şu yazılarımızı okuyun:
Bu arada, eğer Propars ile çalışırsanız, bu sitelerde mağaza açma işlemini bir Propars e-ihracat danışmanı sizin için ücretsiz gerçekleştirir. Ürünlerinizi bu sitelere Propars aracılığıyla yüklerseniz, Propars tüm ürün özelliklerini o sitenin diline otomatik tercüme eder, size müşterilerden gelen tüm soru ve mesajları, ayrıca sizin yazacağınız cevapları da otomatik tercüme eder.
Otomatik ürün ilanı açma, kapama, stok yönetimi, otomatik fatura kesme gibi birçok temel kolaylık için Propars’ı ziyaret edebilirsiniz.
İkinci yöntem:
Kendinize bir websitesi açarak e-ihracat yapmak (Özel e-ihracat sitesi)
Kendi websitenizin sahibi olmak, size kuşkusuz değişmeyen bir avantaj getirir: Prestij.
Bir websitesi size kendi kurumsal kimliğinizi yansıtma şansı verir. Logonuzu, sloganlarınızı, vizyonunuzu ve tarzınızı websitenizde özgürce sergileyebilirsiniz. Bütün bu sebeplerden dolayı, bir internet sitesi sahibi olmak her firmanın hakkı.
E-ihracat özeline geri dönelim.
E-ihracatla ilgili araştırma yapmaya başladıysanız mutlaka karşınıza e-ihracat yapmaya uyumlu internet sitesi satan yazılım şirketleri çıkmıştır. Ticimax veya Tsoft benzeri şirketler, çeşitli ücretler karşılığında size, birden fazla dil seçeneği olan, müşterilerin kredi kartıyla ödeme yapabilecekleri güzel görünüşlü bir internet sitesi yapmayı teklif ediyor.
Peki, e-ihracata bu yöntemle başlarsanız süreç nasıl işleyecek? Bu yöntemin avantajları ve dezavantajları neler? Bir örnek ile anlatalım.
Örneğin, Pretty Ev Aksesuarları adında ev dekorasyon ürünleri satan bir dükkanınız olduğunu varsayalım.
Bu yöntemle ilerlemeyi seçtiğinizde, belli bir ücret karşılığında e-ihracat uyumlu bir websitesi satın aldığınızı düşünelim.
www.prettyevaksesuarlari.com gibi bir internet siteniz olmuş olacak. Site baştan aşağı İngilizce dilinde olacak ve ürünleriniz siteye yüklenecektir. Artık İngilizce konuşan dünyanın dört bir yanından gelecek milyonlarca müşteriye satış yapmaya hazır olacaksınız. Buraya kadar oldukça basit. Ve bir kısım e-ihracat meraklısı esnaf da biraz paraya kıyıp böyle bir websitesi açıyor. Fakat bu yönteme başvuran esnafların büyük bir çoğunluğu ne yazık ki başarısız oluyor.
Neden mi? Gelin sebepleri sıralayalım.
Eğer şu anda kendi websiteniz varsa ve websiteniz üzerinden e-ticaret yapıyorsanız bu maddeler size zaten tanıdık gelecektir. Eğer websitenizi düzenli olarak ziyaret edecek bir müşteri kitlesi bekliyorsanız, bu durum birçok zorluğu ve masrafı beraberinde getirmektedir.
I. Nasıl müşteri çekeceksiniz?
Bir müşterinin gelip sizin websitenize girmesi için; ya websitenizin adını bir yerden duymuş olmalı ve sitenizin adını kendi yazarak siteye direkt girmeli; ya da alacağı ürünle ilgili Google gibi bir arama motorunda araştırma yaparken sizin websitenize rastlamalı ve sitenize tıklamalı.
İnternet sitenizi açtınız, peki internet sitenize nasıl müşteri çekmeyi planlıyorsunuz?
İşte işler burada zorlaşmaya başlıyor.
II. Arama motoru optimizasyonu, yani SEO savaşına hazır mısınız?
Artık internet sitenizi açtınız. İngilizce dilinde sıralanmış sayfalar ve onlarca ürün müşterilerinizden sipariş almak için hazırda bekliyor.
Bu noktada, taze bir websitesi sahibi olarak, Google’da bulunur olmak, ilk sayfada çıkmak, ilk sıralarda yer almak gibi sorunlarla karşılaşacaksınız. Sizin gibi yüzlerce hatta binlerce ev dekorasyon ürünü satan sitenin arasından sadece on tanesi Google’ın ilk sayfasında yer alabiliyor. Sadece on! Üstelik dünyaya satmaya çalışırken, aralarından sıyrılmanız gereken rakip sitelerin sayısı dudak uçuklatacak seviyede diyebiliriz.
Bu durumda, websitenizi açtıktan sonra yoğun bir SEO çalışmasına girişmeniz gerekecek. Gerçek bir SEO çalışması; hem uzun vadede sonuç veren hem de ciddi masrafları olan başlı başına bir iştir.
Bu yöntemle ilerlemeye karar vermeden önce, SEO’nun ne olduğunu iyice bildiğinizden emin olmanız gerekmektedir. SEO hizmeti verdiğini iddia eden irili ufaklı pek çok şirket veya şahıs arasından iyisini seçebilmek için; çok uğraşmanız ve en önemlisi bu işe ayıracak büyük bir bütçeye sahip olmanız gerekmektedir.
Bu konuda, size kısa vadede sonuç alınabileceğini söyleyen; piyasa fiyatının çok altında fiyat veren veya SEO’nun çok da zor olmadığını söyleyen herkesten uzak durmanızı tavsiye ederiz. Bu yola girmeden önce mutlaka bilin ki; özellikle yabancı dilde SEO çalışması yapmak kolay olmayan; ve yeni açılmış bir websitesi için en az bir yıl gibi uzun vadede sonuç vermeye başlayan bir süreçtir. Ayırmanız gereken bütçe ve sonuç almaya ne zaman başlayacağınız elbette sektörünüz; mevcut rakiplerinize, SEO çalışmasına ne kadar bütçe ve zaman ayıracağınıza ve sattığınız ürünlere göre değişecektir.
Size bu konuyla ilgili bizzat Propars Blog’tan örnek verebiliriz.
Örneğin, okumakta olduğunuz bu yazı; Propars Blog oldukça eski bir site olmasına; oldukça kusursuz bir SEO çalışmasına sahip olmasına ve yüz binlerce ziyaret alıyor olmasına rağmen; e ihracat gibi bir anahtar kelimede Google’ın ilk sayfasında yer alması yaklaşık üç ay sürdü. Bu canlı örneği kendiniz için kıstas alabilirsiniz. Üstelik yeni açılmış bir web sitesinin işe yarar anahtar kelimelerde ilk sayfaya ulaşması bir-iki yıllık uzun vadeli bir süreç olacaktır.
Hatta, eğer anahtar kelimeleriniz Google’da arandığında ilk sayfada; N11, Gittigidiyor, Trendyol, Mudo gibi, günde milyonlarca ziyaret alan bilindik alışveriş siteleri çıkıyorsa; sizin SEO’da bu sitelerle rekabet etmeniz ve ilk sayfaya yerleşmeniz neredeyse imkânsız olacaktır.
Eğer şanslıysanız ve sattığınız ürün / hizmet o bilindik sitelerde satılan türden bir şey değilse; yani rakipleriniz arasında; N11, Gittigidiyor gibi siteler yoksa, o zaman SEO savaşında şansınız biraz daha yüksek olacaktır. Doğru bütçe ve düzgün çalışmalarla ilk sayfaya yerleşme imkânınız olabilir; fakat bunun her koşulda uzun vadeli bir süreç olacağını unutmayın.
SEO çalışmasıyla alakalı dikkat etmeniz gereken birkaç maddeyi de yeri gelmişken listeleyelim.
1. SEO çalışmanızı yapacak kişiyi veya şirketi seçerken dikkatli olun.
SEO çalışması yapacak ajansı, şirketi veya uzmanı seçerken, kendilerine mutlaka referans sorun. Konuya çok hakimmiş gibi görünseler bile asla size düzgün bir referans sunamayan biriyle çalışmayın. Ayrıca verdikleri herhangi bir referansı da hemen kabul etmeyin; çünkü size ilk sayfaya çıkması çok basit olan bir örnek gösteriyor olabilirler.
Bunun yerine siz kendilerine ısrarla; “arama hacmi yüksek bir anahtar kelimede ilk sayfada çıkabilen bir referans” sahibi olup olmadıklarını sorun. Bu şu demek oluyor:
Size bir anahtar kelime söylesinler ve siz bu anahtar kelimeyi Google’da aradığınızda daha önce çalışma yaptıkları site mutlaka ilk sayfada; mümkünse ilk beşte yer alıyor olsun; fakat söyledikleri anahtar kelimenin arama hacmi büyük olması şartıyla. Arama hacmi büyüklüğü, sonuçların yer aldığı sayfada; en yukarıda, kelimeleri yazdığınız kutucuğun hemen altında kolaylıkla görülebilmektedir.
Örnekte de görebildiğiniz gibi, örneğin “e ihracat” ifadesinin arama hacmi on altı milyondan fazladır.
Size gösterilen referanslarda on milyondan az arama hacmi olan örnekleri referans olarak kabul etmemeli; ve firmadan daha yüksek arama hacmine sahip bir anahtar kelimede ilk sayfaya çıkarabildiği bir websitesi olup olmadığını sormalısınız.
2. SEO ajansının kendi internet sitesinin Google’da nerede olduğuna bakın.
Eğer irtibatta olduğunuz şahıs veya ajans SEO’da gerçekten iyiyse; bunu önce kendi internet sitelerine uygulamış olmaları gerekir. “SEO ajansı” veya “SEO şirketi” gibi arama hacmi büyük aramalarda ilk sayfada olup olmadıklarına kolayca bakabilirsiniz; ikinci sayfa da nispeten kabul edilebilir olacaktır, çünkü rekabeti yüksek bir ifade ile kontrol ediyorsunuz; ancak ikinci sayfadan sonrasını dikkate almanızı önermiyoruz.
3. Site-içi SEO çalışmaları çok uzun sürede tamamlanmaz.
Eğer SEO şirketinize aylık ödeme yapmak için anlaştıysanız sizi gereksiz yere oyalamadıklarından emin olmalısınız. Site-içi SEO çalışmaları her sayfa için SEO uyumlu bir metin; meta alan doldurmaları, URL ve görsel optimizasyonu, anahtar kelime analizi ve uygulaması, etiket ekleme gibi basit işler içerir.
Bu da ortalama bir sayfa için birkaç saatlik bir çalışmadan fazlası değildir. Sitenizdeki sayfa sayısını baz alarak sizden tüm çalışmalar için çok fazla süre isteyen firmalara karşı temkinli olun ve basit çalışmalar için fazla zaman harcamadıklarından emin olun.
Bütün bunlar size fazla karamsar görünmesin elbette. Doğru bütçeleri ayırarak, nasıl bir yöntem seçtiğinin farkında olan ve doğru çalışmaları yapan firmalar SEO da dahil olmak üzere pek çok aşamayı başarıyla geçerek websitelerine müşteri çekebiliyorlar. Önemli olan, websitenizin altından doğru şekilde kalkabilmek.
III. Ücretli reklamlara gerektiği kadar bütçe ayırabilecek misiniz?
SEO çalışmalarının uzun vadede sonuç verdiğini biliyorsunuz. Bu süre boyunca zaman ve bütçe yatırdığınız web sitenize; biraz hızlıca müşteri çekmek için ücretli dijital reklamlar vermek isteyebilirsiniz. Sizin de karşınıza sıkça çıkan Facebook ve Instagram’daki reklamlar veya Google reklamlarından bahsediyoruz.
Reklam vermeyi denediğinizde göreceksiniz ki, siz reklama tıklayan her müşteri için para harcıyorsunuz (çünkü bu tarz reklamlar genelde tıklama başına ücret alır), fakat reklamınıza tıklayan herkes sitenizden alışveriş yapmıyor.
Tatmin edici satış rakamlarına ulaşmak için sizin de belli bir miktar reklam harcamasını gözden çıkartmanız gerekiyor.
Doğru yapıldığında reklamlar çok iyi sonuçlar verebilmektedir, ancak bu konuda gerçekçi olmanız ve çok ufak reklam bütçeleriyle çok iyi sonuçlar alamayacağınızı baştan bilmeniz daha realist bir yaklaşım olacaktır.
Bu konularda ayrıca mutlaka işinin uzmanı, tecrübeli bir dijital pazarlama uzmanından yardım almanız, gereksiz harcama yapmanızı, yanlış hedefleme yapmanızı, zaman kaybetmenizi ve zarar etmenizi önler.
Zaten dijital pazarlama, bir websiteniz varsa mutlaka yardım almanız gereken en önemli konu başlıklarından biridir ve kendi içinde SEO ve ücretli reklamlar haricinde daha pek çok alt başlığı vardır.
Başka bir yanılgıya da burada değinmenin tam sırası.
Instagram vb. sosyal medya platformlarında paylaşım yapmaya dayalı (para harcamadan veya reklamsız) pazarlama yaparak çok iyi satış rakamları elde edeceğinizi düşünüyor olabilirsiniz, ancak bu konuda da istatistikler iç açıcı değil.
Bu gibi sosyal medya mecraları ücretli reklam kullanmadan -nadir durumlar haricinde- tatmin edici sonuçlar veremeyen, sürekli zaman ve uğraş gerektiren, zaman ve uğraş ayırmayı biraz bıraktığınızda sizi başladığınız noktaya döndüren, kısa vadeli zayıf bir çözüm olmaktan öteye geçememektedir.
Bu üç ana problemin dışında, ayrıca e-ihracat yapmak için bir websitesi açtığınızda, ürünlerinize ait ürün özelliklerini, açıklama kısımlarını tek tek İngilizce’ye -veya satış yaptığınız diğer ülkelerin dillerine- çevirmeniz gerekeceğini unutmayın. Birkaç müşteri geldiğindeyse, size kendi dillerinde sorular soracaklarını, onlara kendi dillerinde yazılı veya sözlü cevap vermeniz gerekeceğini de göz önünde bulundurmalısınız.
Bütün bunlar, bir websitesi açarak e-ihracat yapmak istediğinizde altından kalkmanız gereken işlerden sadece birkaçı.
Müşterileri websitenize çektikten sonra, orada uzun süre kalmalarını sağlamak, alışverişe ikna etmek ve güvenilir bir imaj çizmek de yine sürecin devamıdır. Özellikle yurtdışındaki müşterilerin güvenlerini kazanmak daha zordur. Online alışverişe ve teknolojiye daha aşina oldukları için seçici davranırlar. Bu nedenle pek çok müşteri siteyi ziyaret etse bile alışveriş yapmadan siteyi terk etmektedir.
Size tekrar bir websitesine müşteri çekmenin ve onları alışverişe ikna etmenin binlerce rakibiniz varken pek kolay ve rahat bir süreç olmayacağını hatırlatmak isteriz.
Öte yandan, bu iş yüküyle başa çıkacak bir ekibi, bütçesi ve zamanı olan, bunun uzun vadeli bir yatırım olduğunun farkında olan firmalar ise hiç beklemeden bu yatırımı yapabilirler.
Yazının bu bölümünde e-ihracata, hatta e-ticarete yeni başlayanlara, başka yerlerde bahsedilmeyen, üstü kapatılan, toz pembe gösterilmeye çalışılan; fakat yola çıktıktan sonra karşılaşacağınız ve yanlış / yetersiz adımlar atmanız halinde size oldukça fazla zaman ve para kaybettirecek olan noktalardan objektif olarak bahsetmeye çalıştık.
İnternet dünyası ne yazık ki bolca para harcanarak açılmış, fakat bulunamayan, müşteri getiremeyen websiteleriyle dolu. Dolayısıyla, “Bütün dünyaya sat!” sloganını doğru algılamak, bir websitesi açmanın işin sadece başlangıcı olduğunu iyi bilmek gerekiyor.
Ücretsiz bir websitesiyle başlayabilirsiniz.
Öte yandan, hem prestijinden mahrum kalmamak için hem de kendi websitenizle çıkacağınız uzun yolculuğa ufak bir deneme yapmak için önce ücretsiz bir websitesi açabilirsiniz. Bu, işler istediğiniz gibi gitmezse sizi en azından websitesi açma masrafından ve zararından kurtaracaktır. Ücretsiz bir WordPress teması veya wix.com gibi ücretsiz e-ticaret sitesi veren altyapılardan birini tercih edebilirsiniz.
Yeni başlayanlar için daha risksiz, daha az masraflı ve daha güvenli e-ihracat yöntemi kuşkusuz ki; ebay.com, amazon.com, etsy.com, allegro.pl gibi e-ihracat sitelerinde satış yapmaya başlamaktır. Bugün bu sitelerden birinde başarılı bir sanal dükkan sahibi olmak, birkaç ayda Çeşme’de harika bir yazlık, bir-iki senede Türkbükü’nün daimi sakinlerinden olmaya yetecek kadar potansiyele sahiptir.
#BONUS 1: E ihracatta Kargo Süreçleri Nasıl Yürütülür?
E-ihracata nasıl başlayacağınıza karar verdikten sonra aklınıza takılan ikinci sorunun e-ihracat yaparken kargo işlerini nasıl yürüteceğiniz olduğunu tahmin ediyoruz. Hemen cevaplayalım.
Eğer mikro ihracat yapıyorsanız kargo konusunu dert etmenize gerek yok. Mikro ihracat nedir? Yani, göndereceğiniz ürünün ağırlığı 300 kg.’ın altındaysa ve 15000 Euro’dan daha ucuza sattıysanız; yaptığınız satış mikro ihracat kapsamına girer. Mikro ihracat kapsamına giren bir ürünü kargoya verirken; herhangi bir gümrük beyannamesi, gümrük masrafı vb. ekstra hiçbir ücret ödemezsiniz.
Türkiye içinde kargo gönderir gibi yanında faturasıyla beraber ürününüzü rahatlıkla gönderebilirsiniz. Kargo şirketleri içinde en uygun taşıma ücreti PTT’dedir. Onun haricinde; Propars’ın iş birliği içinde olduğu bazı lojistik firmalarından da Propars aracılığıyla uygun taşıma teklifleri alabilirsiniz.
Yurt dışındaki müşterilerin, genelde Çin, Hindistan vb. uzak ülkelerden alışveriş yaptıklarından; kargo bedeli olarak 15-20 $ ödemeye de alışkın olduklarını; bu bedeli kendilerinden satış esnasında alarak PTT vb. bir şirketle; ufak ve orta boy ürünleri rahatlıkla Türkiye’den gönderebileceğinizi unutmayın.
BONUS: E-ihracat Eğitimi
E-tihracat eğitimi adı altında size para karşılığında satılan eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden uzak durmanızı tavsiye ediyoruz. Biz Propars olarak e ihracat yapanların daima yanındayız. Propars’la çalışmasanız bile, dilediğiniz zaman Propars’ı arayarak veya bize ulaşarak ücretsiz danışmanlık alabilirsiniz
BONUS: E-ihracat Paketleri
Propars’ın Amazon, Etsy, Ebay ve Allegro entegrasyonlarını içeren e-ihracat paketleri‘ni hemen şu sayfada inceleyebilirsiniz. Firmanıza özel fırsat ve indirimlerden faydalanmak; ve detaylı bilgi almak için ise bir Propars yetkilisi ile iletişime geçebilirsiniz.
Eğer hali hazırsa bir satıcıysanız; artık daha fazla beklemeden siz de hemen kolay ve hızlı e-ihracata Propars’la başlayın; ve dünya devi sitelerde satış yaparak döviz kazanın!
Etiketler: e ihracat, e-ihracat, e-ihracat nasıl yapılır, e-ihracat kargo, e-ihracat siteleri, e-ihracat portal, b2c